Dikkat ettinizmi bilmem, Çin de geçen filmlerin bir klasiği, sürekli olarak tekrar eden bir sahnesi vardır. Özellikle film Konusu macera ise, kahramanlarımızın yolu mutlaka havai fişek deposundan geçer ve bir şekilde kazaya sebep olup bir depo dolusu havai fişeğin patlamasını, küçüklü büyüklü bir sürü havai fişeğin Ortalıkta envai çeşit ses ile dolaşması için nerede ise canla başla uğraşırlar. Ben, işim gereği olsa gerek, o sahne geldiğinde hep bir acıma duygusuna kapılır, malların sahibi olan, yani depodaki havai fişeklerin sahibi olan kişi için üzülürüm. Esnaflığım depreşir. Hemen, daha ilk küçük havai fişekler patlar patlamaz, gözümün önüne mal sahibinin yaptığı masraflar, ne bileyim o malların nakliyesi için yada imalatı için, yada depo kirası için yaptığı masraflar gelir. Tam o esnada, aynı zamanda, böyle düşünceler yüzünden doğru dürüst film seyredemediğimi düşünür, kendi kendime kızar, söylenirim. Ben bu düşünceler içerisindeyken, koca bir depo dolusu havai fişek, daha başka sinema detayları da eklenip, daha da renkli ve ilgi çekici hale getirilerek, bir film uğruna patır patır patlatılır. Sanırım sinema yapımcıları patlama sahnesi olmaz ise film çekmem, yada seyirci patlama sahnesi istiyor şeklindeki yaklaşımlar ile gişe yapan filmler üretmeye çalışıyorlar.