Dün akşamki glow çubuk partisinden beri, belirli belirsiz bir hal var üzerimde. Sanki yılların yorgunluğu, sanki sabah mahmurluğu, sanki uykudan sonra uyuşukluğu gibi, neden olduğunu bilmeden, farkında olmadan sarıyor beni. Dün akşam başlayan ve fakat sabaha karşı son bulan glow çubuk partisi ile ilgili olabilir mi diye düşünmüyor da değilim hani. Aslında o kadar çok dans etmeseydim, belki de bu kadar çok yorulmaz, bu kadar çok kas ağrısı çekmezdim sabah sabah. Tabii siz sabah dediğime aldanmayın. Saat şu anda öğleden sonra 3 ve hayat bensiz akışına başlamış da nerede ise günü bitirmek üzere. Ben ise yatakta bir o yana bir bu yana dönüp, yastığıma sarılıp yorgunluk atmaya, çalışıyorum. Bir daha bu kadar geç saate kalmayacağım. Ben çıkıyorum, sabah erken işim var deyip, saat en geç onbir de çıkacağım. Her seferinde aynı şeyi söylediğimi biliyorum. Ama olmuyor işte, ne yapayım. Glow çubuklar ile eğlenmeyi, parti yapmayı çok seviyorum. Aslında belki daha erken ayrılsam belki partiden çıkmak daha kolay olur. Ne bileyim mesela dans başlamadan. Dans müzikleri tam benim kafama göre bir kıvama gelmeden ayrılsam, parti bensiz de idare edebilir herhalde. Sanırım bütün bunlar, kendi kafam da oluşturduğum eğlencenin bensiz olamayacağı takıntısı ile ilgili. Halbuki ne alakası var değil mi?
Glow çubuk parti zamanı
