Hesaplı Dükkan

Glow stick gözlük can sıkıntısı ilacı

Derken bir gün birden yani aniden bir yerden çıkagelir glow stick gözlük ile , heybetli tavus kuşu tüyleri ile süslenmiş tahtının üstünde, güzeller güzeli bir prenses. Evet. Beklemeye değer doğrusu ama, böyle bir prensesin gelip, beni bulacağı ümidi artık çok uzakta bir yıldız kadar sönük. E ne yapmalı bu garip? Nerede çare aramalı? Beklerken prensesini. Elinden tutan da yok. Birileri gelsin diye beklerken bari parti, seyahat, kutlama falan derken zaman geçirmek için ne gerekiyor ise yapayım. Uzak yakın demeden nerede eğlence var ise varayım. Dahil olayım. Eni konu, ömür böyle geçecek değil ya. Bir şeyler ile uğraşmak gerek. Zamanı boşa harcamamak. Bacağım kısıtlı olduğu için midir bilmem? Yapamayacağım ya, hep bir macera tutkusu, daha doğrusu hiç yapamayacağım şeylere olan ihtiras, ilgi çekici bir hal almaya başladı. Mesela ben paraşüt ile atlayamam. Yani bu öğrenmek ile, korku ile ilgili değil. Normal bir insan için paraşüt ile atlama sporunda yüzde yetmiş olan risk yoğunluğu, benim için yüzde yüz on. Sakatlığın sağ bacağım ile ilgili. Doksan dereceden fazla katlanmıyor. Yani normal bir insan gibi yere çökmek, yada bağdaş kurup oturmak benim için hiç mümkün olamayacak. Hali ile, yere inme anında bacakların esneyebiliyor olması gerek. Esneyemeyen, bükülemeyen bir sağ bacak ise çok büyük problem demek. Neyse çok uzatmadan, şimdi ben paraşüt ile atlayamıyorum ya, kendimi hep paraşüt ile atlama hayalleri kurarken buluyorum. İşte şöyle inersem, şöyle takla atarak düşersem, yuvarlanarak ilk darbeyi atlatabillirsem gibi, sanki beni sakat bacağım ile uçağına almaya çok meraklı eğitmenler varmış gibi, planlama yapıyorum. Olmayacak ya. Bende zavallı, ne yapayım, glow stick gözlük partileri verip, heyecanımı dans ederek, hiç uçamayacağım gök yüzüne, dilek fenerleri atarak gidereyim.

Exit mobile version