Hesaplı Dükkan

Yılbaşı ışıkları birer birer yanıyor

Yılbaşı ışıkları

Yılbaşı ışıkları yeni yılı aydınlatırken

Yeni yılın yaklaşması ile, binlerce hatta on binlerce evde bir yılbaşı hazırlığı başladı. Gençler arkadaşları ile dışarıda kutlayacakları yılbaşı partisi için mekan ayarlamaya çalışırken, anne ve babaları canlı müzik sunan, örneğin fasıl hizmeti veren bir restoran bakınıp, abla, kardeş, enişte bacanak koca bir yılbaşı masasının etrafında toplanabilirler. Geçtiğimiz sene arabaları ile dağlara, kırlara kaçıp, soğuk, kış, kar demeden kocaman bir ateşin etrafında kamp yaparak, yeni yıla doğanın sessizliğinde ve huzurunda girmek isteyen, yine de yanlarında bir yılbaşı ağacı ve yılbaşı ışıkları almayı ihmal etmeyen arkadaşlarımız, bu yıl yine aynı şeyi yapacak mısınız, yine ormana gidecek misiniz sorusuna “Geçen yıl biraz üşüdük, bu yıl kapalı bir mekan seçeceğiz ama yine hep birlikte olacağız” cevabını veriyorlar. Aslında biraz üşüdük derken, iliklerimize kadar donduk bir daha para versen gitmeyiz demek istediğini düşündüğüm arkadaşımın durumu idare etme çabasını takdir ile karşılıyorum. Gerçi gittikleri zamanda kendilerine ikazda bulunmuş, iki battaniye ve uyku tulumu ile sandıkları kadar ısınamayacaklarını, hele sabaha karşı ayaz başlayınca oradan kaçmak zorunda kalacaklarını söylemiştim ama dinleyen nerede. Dedikleri gibi bu yıl daha aklı başında bir plan yapmaları durumunda benimde onlara katılabileceğim bilgisini verdikten ve gelirsen mutlaka Tahtakale den şunu getir, bunu getir, yok efendim dilek feneri getir gibi, aynı semtte çalıştığım tüm esnaf arkadaşlarımın maruz kaldığı Tahtakale’nin sahibi muamelesini gördükten sonra, geçen seneki yılbaşından sonra bir hafta hasta yatan, tam üç gün serum yiyen arkadaşımın yanından ayrılarak yoluma devam ettim. Gerçi onlara ayak uydurabileceğimi zannetmiyorum. Bir kere bende kötü kolestrol var. Her şeyi yiyip içemiyorum. Ama olsun. En azından ayak üstü güzel bir sohbet oldu.

[flowplayer id=”1616″]

 

Exit mobile version