Her zaman her şey istediğiniz gibi olmayabiliyor. Hayat böyle
En çok sevdiğimiz, hiç ayrılamayacağımızı düşündüğümüz dört beş arkadaşımla birlikte özel bir yılbaşı programı düzenlemek maksatlı kamp alanı arayışına girmiştik. Yapmak istediğimiz her zamanki yılbaşı partilerinin dışında, doğa ile baş başa bir yılbaşı partisi vermek, eğlenmek için büyük bir ateşin etrafında toplanıp, teknolojiden, televizyonlar ve ışık gösterilerinden, havai fişek ve benzeri şamatalı gürültülü eğlence araçlarından uzakta bir yeni yıl partisi yapmaktı. Bunun için günler önceden hava tahmini raporlarını izlemeye başlamış, o gün havanın hiç değilse yağışlı olmaması için dualar etmiştik. Öngöremediğim tek sorun, benim toplam beş kişilik yakın arkadaş çevremin bulunduğu bir parti olacağını hesap ettiğim doğa ile baş başa temalı yılbaşı partimizin, arkadaşlarımın arkadaşlarının, kuzenlerinin ve hatta komşuları ile iş arkadaşlarının katılımı ile partimizdeki kalabalığın yaklaşık kırk kişiye ulaşmasıydı. Parti alanına ulaştığımda gördüğüm insan kalabalığı karşısında neye uğradığımı şaşırmıştım doğrusu. Aklımdan geçen sessiz, gitar müziği ve ateş etrafında geçecek, teknolojiden, aşırılıklardan uzak bir yılbaşı iken, şimdi on beş çadırın çevirdiği, bir kenarında beyaz yılbaşı ağacı, bir kenarında içecek ve yiyecek masaları, bir tarafında da müzik sistemi olan, teknolojik bir kamp alanındayım. Neyse artık bu senede böyle geçsin. Seneye istediğim doğa ile baş başa yılbaşını yaparız.