Hediyelik eşya olmadığının, hatta iklimimizle, yaşam tarzımızla pek uyuşmayan, aykırı bir hayvan olduğunun farkında olmama rağmen, sevgililer gününde farklı bir hediye alma, her zamankinden farklı bir şeyler yapma güdüm beni baştan çıkarmış olmalı ki, kendimi hemen herkesin bildiği ünlü bir pet shop un önünde buluverdim. Aslında amacım ona soğuk bir sürüngen değil, şirin bir köpek almaktı. Satıcının gazına geldim. Bu kadar pervasızca, kendini bilmeden yapılan bir alışverişten olumlu sonuç çıkması çok büyük şans olur diye düşünenlerdendim. Ona rağmen sevgilim bukalemuna bayılınca, bir elinde bukalemunu oradan oraya zıplayıp, boynuma nefessiz kalıncaya kadar sıkıca sarıldıktan hemen sonra sevinç gözyaşlarına boğulunca o kadar da şaşırmadım. Bu sıkıcı hayvan hayatıma neşe katabildi, hayatımı neşelendirebildi ya, başka bir şey istemiyorum.
What do you think?